10 Haziran 2015 Çarşamba

FAİZ TUZAĞI Dünyada ve Türkiye’de, hatta bizim meslekte bile, inanılmaz işler olur! İnanılmaz dememe bakmayın siz!



Aslında bilmesi gerekenler “bilinmesi gerekenleri” bilir! Mesela bizde de MASON olan ve istediği zamanMERKEZ MEDYA DA iş bulan çok insan, çok yönetici vardır! Ayıp değildir bu! Sadece bir İLİŞKİ biçiminin varlığından söz ediyorum! Ama bu ilişkinin kökeni, ülkeye yansıması ve takip ettiği rota sıkıntılıdır!
Tabii biz olayları gerçek kulvarında tartışmadığımız için hep kısır ve kısa menzilli bakarız!Ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir! Türkiye’yi saran İKLİM gerçekte bizim bitki örtümüzle örtüşmez! İnsan unsurumuzla terstir! Ama sarmıştır bir kez! Kolay kolay da çıkamıyoruz işte! Ve bu iklimin akıl hocaları yine düğmeye basmak için kapının önünde!
Bakın üniversiteler bir anda karıştı!
Ölümler, yaralamalar başladı! Uçaklar havada ya da inişte çarpışıp çakıldı; şehitler verildi! Kabil’den saldırı haberi geldi!
Emin olun çok başka olaylar olacak!
Çünkü bizim bilmediğimiz ilişkilerin sardığı TÜRKİYE’nin kendi yoluna gitmesi istenmiyor!
Londra’yı, buradaki ilişkileri ve bize yansımasını öğrenemediğimiz sürece de başımız dertten kurtulmayacak! Uzun hikaye… Ama kısaca bilinmesinde büyük fayda var. 1700’lerde TAPINAKÇILARLAbaşlayan serüven MASONLUĞA dönüşüp su yüzeyine çıktı! İngiltere’yi Püriten-Protestan eksenine sokan yapı KATOLİKLERE karşı iyice mesafe koydu! Zaten TAPINAKÇILAR, Katolik dünyasından kaçıyor ve onlarla mücadele ediyordu! 1717 yılında Tapınakçılar yeni adıyla MASONLAR ortaya çıkıp “Evet biz varız! Yalan değiliz!”dedi. 400 yıl yeraltında süren organizasyon artık kendine bir zemin bulmuş ve Londra’yı arkasına almıştı! İnanılmaz ilişkilerin merkeziydi! Zaten FAİZ LOBİSİNİN ilk operasyonunda Tapınakçılar’ın imzası vardı! Umberto Eco bunu çok önceleri söyledi! Bu tarihte, yani 1717’de, 4 BÜYÜK LOCA bir araya gelip açıklama yaptı… Güçlerini gösterdiler! İngiliz Kraliyet Ailesi’de bunları koruyup saklayacağına yemin etti! Tapınakçılar, Gül-Haççılar ve masonlar aslında PAPA’dan nefret ederdi!
Kral VIII. Henry KATOLİK KİLİSESİ’nin mallarını daha 1535’lerde satıp savarak veARİSTOKRATLARAvererek ilk savaşı başlattı! PAPA’yı tanımadığını ilan etti! Henry’nin oğlu VI. Edward ise ülkeyi tamamenPROTESTAN topraklarına çevirdi! Haliyle FAİZ ve paradan para kazanma sanatı en geçerli alan oldu! Zaten Tapınakçılar’ın YÜ ZDE 60′la borç verdiği bilinen bir SIR’dı! Yeraltında da olsa film başlamıştı! Günümüzde gördüklerimiz ise bunları uzantılarından başka bir şey değildi!
Koca koca bankalar, finans merkezleri bu geleneğin sonucu olarak belli ailelerin elinde yükselen değerlerdi! Paranın gücüyle ülkeleri kontrol etmenin sihriydi!
Günlerdir dünya ve İngiltere HSBC’yi konuşuyordu…
Kraliçe’nin televizyonu BBC’nin yönetim kurulu başkanlığına atanan 53 yaşındaki Rona Fairhead’ın 2012 yılında HSBC’nin 1.2 milyar sterlin tazminat ödemek zorunda kalmasına neden olan kara para aklama skandalı ile ilgili olarak banka hissedarları tarafından dava edildiği ortaya çıktı.
Mahkemeye sunulan belgelerde Fairhead’ın HSBC’nin Küba, İran, Libya ve Zimbabwe’ye uygulanan yaptırımları deldiği ortaya çıktı. Peki bu hanımefendi kimdi? BBC’nin, yani British Broadcasting Company’nin, başına nasıl gelmişti! İngiliz Kraliyet ailesi tarafından dünya posta servisini kontrol etmek için kuruldu! Dün postaları, sonra telgrafları, şimdi de telefon ve mailleri denetliyorlardı! LOZAN’da bile bizim aramızdaki bütün yazışmalar önce bunlara gidiyor, elimizi gördükten sonra ona göre tutum alıyorlardı! İngiliz AKLI böyleydi!
BBC ise bize mesafeli bir yayındı! “HAMAS CANLI KALKAN KULLANMIYOR!” diyerek gerçeği yansıtan muhabirine kapının önünü gösterecek kadar kararlı bir yapıydı!
BBC’ye BİRLEŞİK KRALLIK kapsamında genel valilik yapmış insanların yakınları gelip oradaki koltuklara otururdu!
Ama şimdi HSBC skandalı ile dünyanın gündemine gelen Rona Fairhead vardı!
Uzun zaman önce bugünleri bildiğim için yazmıştım… “1994 yılında Cambridge’de bir konferansa katıldı! Bankacılık üzerine sunum yapan Fairhead, orada bulunan BARON Philippe de Rothschild’i kendisine hayran bıraktı! O andan sonra Rona Fairhead, Rothschild ailesinin şirketlerinden Short Brothers ve ardından Bombardier Inc.’te danışman olarak görev aldı.
Daha sonra Harvard Business School’u üstün başarı ile bitiren Rona Fairhead, HSBC’ye transfer oldu.
Dünyanın birçok bölgesinde çok önemli anlaşmaların mimarı oldu…
İngiltere’de 2006-2013 yılları arasında Financial Times Group’un Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev alan Rona Fairhead, Pepsi Co’nun da en başarılı yöneticilerinden biri olarak gösterildi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder