YÜCE ALLAH YAHUDİLERİ KUR’AN-I KERİM’İNDE TANITIYOR ve İSRAİLİN YOK OLUŞUHABER VERİLİYOR
Bu sapkın yolu tutanlar içinde sapkınların en sapkınlarından birisi olan Yahudiler kendi ırklarını ilahlaştırmışlardır.
“‘Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz.’ (derler.)” (Maide: 18)
Bu inanışın neticesi olarak kendilerinden olmayan ırkları hayvan gibi görürler, insan olarak hiçbir kıymeti yoktur onlar için. Onların paralarını, mallarını, topraklarını almak için her türlü hileye başvurmayı mübah görürler.
“Kitap ehli olmayan Arapların ve sâir kimselerin (hakkını yemekten dolayı) üzerimize bir sorumluluk yoktur.’ derler.” (Âl-i imran: 75)
Her türlü hile ve entrikaları tatbik ederler. İşlerine geldiği an yaptıkları anlaşmaları bozmaktan çekinmezler.
“Sen kendileriyle anlaşma yaptığın halde, onlar her defasında hiç çekinmeden andlaşmalarını bozarlar.” (Enfal: 56)
Hainlik onların karakterinin bir parçası gibidir.
“İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima hainlik görürsün!” (Mâide: 13)
Kendi iktidarlarını ve bekalarını tesis edebilmek için bulundukları yerde değil bütün dünyada fitne ve fesad çıkarırlar. Rakip gördükleri ülkeleri harbe tutuştumak veya silah satarak zenginliklerini artırmak için uluslararası entrikalar tasarlayıp milletleri birbirine düşürürler.
“Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar.” (Mâide: 13)
Düşmanlıkları Hazret-i Allah’adır. Sırf ırkçılık gayretiyle peygamber olduğunu bile bile Resulullah Aleyhisselâm’a iman etmemişlerdir. Bu düşmanlıkları sebebiyle gerçek dine tabi olmuş müslümanları hiç sevmezler.
“İnsanlar içerisinde, müminlere en şiddetli düşman olarak yahudileri bulursun.” (Mâide: 82)
Her türlü ahlaksızlığı irtikap ederler ve bu ahlaksızlıklarına kılıf uydurabilmek için Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimize, sarhoşluk ve hatta zina isnad eden iftiraları muharref Tevrat’a geçirmişlerdir. Ne kadar günah ve ahlaksızlık işleseler dahi cennete gireceklerine inanırlar.
“Sayılı birkaç gün dışında cehennem ateşi bize dokunmaz.’ derler.” (Bakara: 80 - Âl-i imran: 24)
“‘Biz nasıl olsa bağışlanacağız.’ diyorlar.” (A’raf: 169)
Yahudiler yine yapacaklarını yaptılar ve gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya koydular.
Hazret-i Allah bize Kur’an-ı kerim’inde yahudileri tanıttığı için biz müslümanlar gördüklerimize şaşırmadık.
Peygamberlerine en büyük iftiraları atan, bazı peygamberlerini öldüren, milletlerini ve ırklarını ilahlaştırarak çok sapkın bir dini telakki kuran yahudiler kendilerinde gerekli kuvveti bulmuş olsalardı bu yapılanlardan şüphesiz daha beterlerini yapmaktan hiç geri durmazlardı.
Bu hakika“Ey Rabbim! Müslüman olarak canımı al ve beni salihler zümresine kat!” (Yusuf: 101)
t Âyet-i kerime’lerde şöyle haber verilmektedir:
“Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır.” (Âl-i imran: 118)
“Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür.” (Âl-i imran: 118)
Binlerce yıllık ezetorik gelenekten beslenerek ‘Tek Dünya İmparatorluğu’nu kurma hayaliyle hareket eden Meciddun Dağları’ndaki Yahudilerin sebep olduğu bir savaş. Gerek Afganistan, gerek Çeçenistan, gerekse Irak’taki (Eski Babil) bütün harpler, henüz dünyanın farkında olmadığı (3. Dünya) Harbi’dir
Bu ‘örtülü harple’, 3. Dünya Savaşı’nın gizli mimarları anayasaları gibi olan ‘Siyon Liderlerinin Protokolleri’ adlı kitaplarında belirttikleri tüm doktrinleri nihai eyleme dönüştürdüler. Siyonizmin tepesindeki Konsül ise bu oyunun ‘son perdesi’ni taraftarları ,aracılığıyla tamamlamaya çalışmaktadır.Ayrıca Konsül’ün istekleri doğrultusunda hareket etmeye hazır çeşitli kuruluşlar dünyayı kontrol etmekte. CFR, IMF, DB, TRILATERAL KOMİSYON, BILDERBERG, B’NAI BRIT, WTO, BM ve AB bu amaca yönelik kurulmuş örgütlerin başında yer almakta. Bunlar Konsül’ün dünya devi olan şirketlerinin en tepesinde, ‘çökertilmek istenen devletin’ içindedirler.
Ele geçirdikleri Ford Vakfı ve Tavistock Enstitüsü'nün yanı sıra CIA, NATO ve AB gibi merkezlerin düzenledikleri "kuşatma ve yıkım planları"nın ne ölçüde farkındayız? Bügünkü ve yakın gelecekteki "kuşatma ve yıkımlar"dan uzak durmak mümkün mü ?
Fabrika sahipleri, yan sanayi üreticileri ve yöneticilerini biz "kapitalistler" olarak görürüz. Ama gerçek bu değildir. Üreticilerin fabrikalarını çalıştırmak için gerekli parayı kredi olarak aldıkları kişi veya gruplar asıl kapitalistlerdir. Ve bu banker takımı iş sahiplerini, iş sahiplerinin işçileri sömürdüklerinden çok daha fazla ve acımasızca sömürmektedir.
Toplumları şekillendirmeye, yönlendirmeye çalışan bu insanların hedefi ‘TekDünya İmparatorluğu’nu her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmektir. Bu hedef doğrultusunda kendilerine ‘vaad edilen topraklar’ın bir parçası olarak gördükleri Anadolu üzerinde yaptıkları faaliyetler nelerdir?
İsrail devletinin kendi amaçları uğruna Amerikalı Evanjelistlerle ortaklaşa uygulamaya koydukları 3. Dünya Savaşı projesi nasıl hayata geçirildi? Dünyada yaşanan pek çok olayın perde arkasında hangi güçler hangi amaçla yer almakta?
İslamiyetin ilk yayılması yıllarında Mısırı Müslümanlar alınca,Mısır Firavun ailesi nereye gittiler?Kimler içine karıştılar ?
Ve dünyada hiçbir millet tarafından sevilmediği halde kendisini Roma İmparatorluğu'nun en şaşaalı yıllarındakinden bile yüksekte gören bir ırk vardır
.
Onların Siyonistlerin gizli yasaları ve şeytani ayinleri üzerine bu kadar dehşet vericisi Kitabı TALMUT bir kaos, sapkınlık ve dünyayı ele geçirme hayallerinin ve planlarının içerir.
Onlara göre Siyonlar Dünya ve kainatın tek efendisi” olacaktır ve Tanrı buna müsaade etmiştir hem de memnun olacaktır!..” Yukarıdaki ifade Talmut’un gizlenen hükümlerine ait. Bu hükümlere hakim insanlar dünyanın siyasi, iktisadi ve sosyal yaşantısına da hakim olan, insanları yönlendiren, eğiten insanlar. Bu eser, bir büyü veya büyüyü anlatan bir kitap değil; büyüyü ve sihri insanlığın zihnini kontrol etmek için en ciddi şekilde kullanan “Kabbala Kuvvetleri” insanların hayatlarına nasıl tecavüz edildiğinin farkına varılması içindir.
Bu amaçla, bu yetiyi, yani “Şeytan’ın İlmi” veya “Ölüler İlmi” ya da “Karanlıklar İlmi” adı da verilen bu ilmi, en iddialı ve kötü amaçlar için küresel bir güç olarak kullanan Siyonlara karşı toplumumuz uyarmak ve aydınlatması gereklidir
TELMUD’UN MAL İLE ALAKALI BAZI HÜKÜMLERİ
1. Ecnebilerin (Yahudi olmayanların) kaybolan bir malını bulup, onlara geri veren bir yahudiyi Allah asla afvetmez.
2. İnsanlardan, yani yahudilerden birinin malını çalmak caiz değildir. Fakat yahudi dininden olmayanların malını çalmak caizdir.
3. Faiz, yahudiler arasında haramdır. Fakat yahudi haricindeki insanlardan faiz almak mübahdır.
4. Bir yahudi, evladlarını faize alıştırmak için onlara faizle borç vermelidir. Ta ki çocukları faizin tadını alsınlar da yahudi olmayanlar içinde bu faiz müessesesini işletsinler.
5. Yahudi olmayanların hayatı bile yahudilerin mülkü iken (yani onlar yahudilerin kölesi iken), o ecnebilerin malları nasıl yahudilerin olmaz? Yani onların malları hertürlü hilelerle alınabilir.
(Hakikat-ul Yehud, sahife-18)
TELMUD’UN AHLAK CİHETİNDEKİ BAZI HÜKÜMLERİ
1. Gerek erkek, gerek kadın olsun, yahudi olmayan biriyle zina etmek mübahdır.
2. Bir kadının, başka bir kadınla zina eden kocasından şikayet etmeğe hakkı yoktur.
3. Kişinin karısıyla livata muamelesi yapması mübahdır. Çünki kadının, kocasına nisbeti; adamın kasabdan aldığı bir parça ete benzer. O adamın bu eti, ister pişmiş-ister çiğ olarak, canı nasıl isterse öyle yemeğe hakkı vardır.
(Hakikat-ul Yehud, sahife-19)
TELMUD’UN AHİD VE MİSAKLARLA ALAKALI BAZI HÜKÜMLERİ
1. Yahudiler, ecnebilere verdiği sözden ve yaptıkları yeminden dönmelerinden dolayı mes’ul değildirler. Çünki yahudilerle hayvanlar (ecnebiler) arasında yemin olmaz.
2. Yahudiler için yalan yere şahidlik yapmak caizdir.
3. Ecnebileri (yahudi olmayanları) aldatmak mübahdır. Belki vacibdir.
4. Senin önüne bir yahudi ile bir ecnebi herhangi bir hususta davalı olarak gelirlerse, imkan bulduğunda o yahudiyi bu davada kazançlı çıkar.
(Hakikat-ul Yehud, sahife-19)
SİYON PROTOKOLLERİ
"Yahudi olmayanların ölmesini istiyoruz."
"...bize karşı olan her şeyi ortadan kaldırmayı kendimize görev edineceğiz. Bu amaçla, krallığımızı kurmamıza çeşitli silahlarla karşıkoyan herkesi merhametsizce katledeceğiz."
1 Nolu Protokol:
-Siyasetin ahlakla bağı yoktur ahlaklı hükümdar tahtında duramaz.Bu gibi vasıflar Yahudi olmayan krallıklara ait olmalıdır.
-Gayemiz uğruna rüşvetçilik düzenbazlık ve hıyanetten çekinmeyiz.
2 Nolu Protokol:
-Seçeceğimiz yöneticiler kabiliyetleri zayıf ve kölece itaat edecek kimseler olmalıdır. Kendilerinin müşaviri veya uzmanı olan bizim çocuklarımız sayesinde ellerimizde oyuncağa dönecekler.
-Basın halkın şikayetlerini sürekli dile getirerek hoşnutsuzluk yaratmalıdır.
3 Nolu Protokol:
-Liberalizmi kullanarak onları rekabet haline soktuk.Kısa bir zaman sonra karışıklıklar ve iflaslar tüm dünyayı kaplayacaktır.
-Fransız ihtilaline büyük adını biz verdik.Çünkü o tamamen bizim eserimizdir.O vakitten beri daima dünya için hazırladığımız Siyon kanından kral lehine çalışıyoruz.
-Biz iktidara gelince hürriyet kelimesini lügatten sileceğiz.
4-5 Nolu Protokol:
-Görünmeyen bir kuvveti kim devirebilir.Biz böyle bir kuvvetiz.
-Halkın zihnini bozmalıyız.Zihinlerini boş nutuklarla meşgul etmeliyiz.
6-7-8- Nolu Protokoller:
-Yahudi olmayanların sanayini tamamen çökertmek için Yahudi olmayanların arasında geliştirdiğimiz lüksü ve spekülasyonu artıracağız.
-Biz hükümetleri iktisatçıların dünyası ile kuşatacağız.Bu sebeple iktisadi ilimler Yahudi öğreniminin başlıca konusunu oluşturur.Bizim etrafımızda bankerler sanayiciler sermayedarlar olacaktır.Çünkü herşeyi rakamlarla halledeceğiz.
9-10 Nolu Protokoller:
-Yanlış olduğu bizce bilinen prensipleri gençliğe vererek onların gençliğini şaşırttık ve bozduk.
11 Nolu Protokol:
-Yahudi olmayanlar bir koyun sürüsüdür ve biz onların kurtlarıyız ve sizler biliyorsunuz ki kurtlar koyun sürüsüne daldıklarında neler olur?
12 Nolu Protokol:
-Bizim kontrolümüzde olmadan tek bir tebliğ bile halka ulaşmayacaktır.Hatta bütün haberleri toplayan birkaç ajans tarafından yayılması sebebiyle bu neticeyi elde etmiş bulunmaktayız.
13-14 Nolu Protokoller:
-Filozoflar Yahudi olmayanların inançlarının kusurlarını münakaşa edeceklerdir.Fakat bizim inancınız bizden başka kimse tarafından tamamıyla öğrenilemeyeceğinden bizim inancımızı hiç bir bakış açısını hiçbir zaman münakaşa konusu yapamayacaklardır.
15 Nolu Protokol:
-İsrail kralı Avrupa’nın kendisine sunduğu tacı giydiğinde dünyanın atası olacaktır.
16 Nolu Protokol:
-Biz önceki yüzyılların hoşumuza gitmeyen bütün olaylarını insanların kafasından sileceğiz.
17-18 Nolu Protokoller:
-Ajanlarımız vasıtalarıyla Yahudi olmayan kralların hayatlarına karşı sık sık suikastlar yaparak onların nüfuzunu kıracağız.
20-21-22 Nolu Protokoller:
-Yahudi olmayan devletlerin dikkatsizlikle müsaade ettikleri borçlanma metotları yüzünden onların hazineleri boştur.Bununla birlikte borçlar birbirini takip etmekte olacak ve bütün devletler iflasa sürüklenecektir.
24 Nolu Protokol:
-Sadece kayıtsız şartsız sert, kabiliyetli, hatta zalim bir şekilde hükmedecek kimseler iktidar dizginlerini bizim Siyon liderimizden alacaktır.
-Hükümdarımız Davud’un kutsal zürriyetindedir.
TÜRKİYE’DE KAÇ ÇEŞİT YAHUDİ VAR?
İnsan düşünüyor bazen; Her yıl mili bütçenin yarısının tahsis edildiği bir ordu, nasıl olur da özel kuvvetler yetiştirip dağlarda keklik avlar gibi hainleri avlayamaz
Hele son dönemde kullanıma giren ileri seviyede gözetleme sistemleri ile, bunları nasıl takip edemez? Nasıl yerlerini belirleyemez, hareketlerini izleyemez? Nasıl olur da PKK saldırılarına karşı özel olarak hazırlanmış karakollar yapamaz? Nasıl olur da dağ başında bir yere kondurulmuş bir barakada pusuya düşen 15-20 Mehmetçiğe, yardım istediklerinde, "Analar Mehmetçik doğuruyor ama Sikorski doğurmuyor." diyebilir?
Bunun olsa olsa bir sebebi vardır, TSK, ta en başına kadar, Genel Kurmay başkanlarına kadar Sabetayist ve kripto yahudi sızmaya maruz kalmıştır. İşte son dönemde ağlama duvarında ağlarken kameralara yakalanan Genel Kurmay başkanlarımızın ve yüksek rütbeli paşalarımızın bu fotoğrafları durumun vehametini anlatmaktadır.
Kanımıza iliğimize kadar girmiş TSK içinden gizli Yahudiler, gizli Ermeniler, Pakraduniler ve Sabetayistler vede Masonlar derhal temizlenmelidir. Toplum, yöneticilerine bunun sağlanması için meşru yaptırım uygulamalıdır..
1. Türkiye vatandaşı olup da kimlik kartlarının din hanesinde Musevî yazan Yahudiler. Bunların nüfusu 15 ile 20 bin arasındadır. Kendi aralarında kategorilere ayrılırlar. Sefarad Yahudileri, Eşkenaz Yahudileri.
Bazısının ismi Yahudicedir, bazısı Türk ve Müslüman adları ve soyadları kullanır. Bunların hepsi de dindar Yahudi değildir.
2. Sabataycılar. Bunların kimlik kartlarında Müslüman yazar ama aslında iki kimliklidirler. Türklükleri ve Müslümanlıkları yüzeyseldir, gerçek kimlikleri Yahudiliğin heterodoks bir sekti olan Sabataycılıktır. Bunlar da homojen değildir. Sayıları ne kadardır? Kaçta kaçı militan Sabataycıdır?
3. Karaylar (Karaim). Küçük bir cemaattir. Bir uç Yahudi mezhebi veya cemaatidir.
4. Kripto Yahudiler. Bunlar Sabataycı değildir. 17'nci, 18'inci yüzyıllarda ülkemize mülteci olarak gelmişler, çeşitli bölgelere yerleşmişler/yerleştirilmişlerdir. Bir kısmı Alevî görünümlü, bir kısmı Bektaşi görünümlü. Belki Sünnî görünenleri de vardır
5. Kürt Yahudileri. Bunlar da son bir asır içinde ya Sünnî, ya Alevî görünerek araziye uymuştur.
6. Kafkasya kökenli Yahudiler. Kendisini su katılmadık Azerî gösteriyor ama aslında bir Tat Yahudisidir... Kafkasya’da otuz kırk kadar kavim vardır. Çerkezler, Dağlılar, Abazalar vs... Bunların hepsinin Yahudisi de vardır.
7. Tatar Yahudileri...
8. Arnavut Yahudileri
9.Tat Yahudileri...
10.Gürcü Yahudileri (Gürcüce: Kartveli Ebraelebi, İbranice: Yehudey Georgia) Kafkasya'daki Gürcistan ulusundan olan Yahudilere denir. Gürcistan'ın en eski cemaatlerinden olan Yahudiler tarihlerini Babil Sürgünü'ne kadar götürmektedir.
Gruzinik dilini konuşan bu Yahudiler dünyanın en eski cemaatlerinden biridir. Gürcü Yahudileri'nin bölgede 2.600 yıllık bir tarihi vardır. Gurjim veya kartveli ebraelebi denen bu cemaatin kökenleri konusunda tartışmalar olsa da en kabul edilen görüş cemaatin M.Ö. 6.yy'da Babil Sürgünü sırasında geldikleridir. 11. yy'da yaşamış Gürcü tarihçi Leonti Mroveli'nin anlattıklarına göre
11. Pakraduni"ler, Anadolu'nun İslamlaşması ve Türklere vatan yapılması üzerine, özellikle Ermenilerin rağbet gördüğü Selçuklu ve Osmanlı döneminde, Musevilikten Ermeniliğe geçen, 1915 olayları sonrası ve Cumhuriyet sürecinde ise Müslümanlığı seçen, ama Yahudi zihniyetini nesilden nesile gizlice sürdüren bir topluluk olmaktadır.
Fanatik Ermeni karşıtlığıyla Türkırkçılığını (Turancılığı) savunmak, her fırsatta İslam'a saldırarak, sosyalist ve Kemalist bir tavır takınmak bunların alameti farikasıdır. Ama sadece solcu değil, sağcı partilere; hatta Milli Görüş'e de sızanlar vardır.
Örneğin, "Durmuş Durduyan" iken Oğuzhan Asiltürk'e dönüşen Pakradunilere rastlanmaktadır.
Asırlarca Ermeni toplumunu yöneten Yahudi asıllı ‘Pakraduniler'in hikâyesi yeni yeni günışığına çıkmaktadır.
İşte Muharref Tevrat ve birer gizli yorumu olan Talmud ve Tora'da: “Irak’ın ve İran’ın vurulmasıyla Armegedon'u başlatmaları Siyonistlere sürekli telkin olunmaktadır” ve bu Siyonist hedef için bölge ülkelerindeki Yahudi kökenli kriptolar parlatılıp iktidara taşınmaktadır.
12. Resulullah (s.a.v) buyurdu: Deccal Ispahan (isfahan) yahudilerden çıkacaktır. Onunla beraber başlarında sarıklı 70 bin Yahudi vardır.
“Taylesan elbiseleri giyinmiş yetmişbin Isfahan yahudisi Deccal’in emrine girecektir.” (Müslim)
Deccal Amerika’dan geldiği zaman, yahudiler ona tâbi olacaklar ve ondan sonra Arabistan üzerine yürüyecek.
Sonra Allah-u Teâlâ onların öldürülmesini murad ettiği zaman, küffar memleketine sığınmış bir yahudiyi dahi ikrah ettikleri için haber verecekler. “Burada yahudi var gel öldür!” diye. Yalnız Amerika haber vermeyecek, çünkü Amerika onlardandır.
İşte, içinde bulunduğumuz bu zamanda Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) yetmiş bin âlimin deccala hizmet edeceğini ve çok çok dikkatli olunması gerektiğini ifade etmiştir. Nitekim Hz. Muhammed (sav) bir hadis-i kutsi’de şöyle söylemiştir:
“Ahir zamanda bir grup insan türeyecek bunlar din ile dünyayı talep edecekler. İnsanlara karşı yumuşak (dindar dünyayı terk etmiş) görünmek için koyun postuna bürünürler. Dilleri şekerden tatlıdır, kalpleri ise canavarların kalbi gibidir. Allah onlara şöyle der:
- Bana karşı laubalilikte mi bulunuyorsunuz? Şanıma ve azametime yemin ederim ki Ben onlara kendilerinden (çıkaracağım) öyle bir fitne göndereceğim ki (değil fiilen fenalıklar işleyenler) içlerindeki iyiler bile şaşkına dönecekler. Ne def edebilecekler, ne de ondan paçalarını kurtarabilecekler.” (Kütüb-i Sitte, Cilt:13, Sayfa: 457)
Bu esrarengiz kişileri haberdar edip Müslümanları dikkatli olmaları konusunda uyaran sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in hadisleri şöyledir;
1. Deccal Ispahan (isfahan) Yahudilerinden çıkacaktır. Onunla beraber başlarında sarıklı yetmiş bin (Müslüman görünümlü) Yahudi vardır. (Mevsuatu’s Sunne, El-kütüb’s-Sitte ve Şüruhuha 22, Müsnedu, Ahmed B. Hanbel 3-4, Tunus: Daru Sahnun, 1992. c.22. sf.224)
2. İsfahan Yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccalın ardından gider. (Sahih-i Müslim, c.8, sf.500)
3. Ümmetimden başları sarıklı 70 bin kişi deccal’a tabii olacaktır. (Ebu Bekir Abdürrazzak b. Hemmam, Abdürrazzak es San’ani , El Musannef, XI, sf.393)
“Deccal’in Çıkacağı Yer ve Kendisine Tabi Olacak Kimseler:
RE. 508/5. Şark tarafından bir cemaat meydana gelir. Kur'an okurlar hançerelerinden aşağı geçmez. Onlardan bir taife inkiraz ederse diğer taife zuhur eder. Son partileri Deccal ile beraber olurlar. (Hz. İbn-i Amr RA)
RE. 207/8. Deccal şarkta, Horasan denilen yerden çıkar ve ona katmerli yüzü olanlar uyar. (Hz. Ebu Bekir RA)
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. (Hz. Enes RA)
RE. 508/2. Deccal, Horasan denilen yerden çıkar. Ona bir kavim tabi olur ki, yüzleri meşin gibidir. (Hz. Ebubekir RA)
RE. 97/7. Deccal şarktan, Horasan'dan çıkar ve ona kalkan yüzlüler tabi olur. (Yahudiler ve Moğollar vs.) (Hz. Ebubekir RA)
Ahirzaman, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in hadislerinden anlaşılacağı üzere birçok fitnenin ve karışıklığın yer alacağı ve dünya hayatında meydana gelecek (ya da gelmiş) olayların sadece bir kez vuku bulacağı son zaman dilimini ifade eder. Hicri 13. Asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, bu dönemi anlatırken vaktin şiddetini göz önüne alarak “yirmi kişiden bir kişiye bile güvenilmez” (Kastamonu Lahikası, sf. 86) demektedir.
İSRAİLİN SONU
İsrail amansız bir tutkuyla kendisine vaad edilen feci akibete doğru hızla yuvarlanıyor.
Demek ki yazgı böyle bir şey! Vakti gelince kendi ayaklarınla ölüm vadisine koşuyorsun…
Zaten ilahi bir yasadır, bir kavim helak edilmeyi hak ettiğinde, Allah mücrimlerden ve fasık sefihlerden basiretsiz idareciler verir. O idareciler onları yavaş yavaş helake götürür:
“Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz” (İsra, 16)
Maalesef çok geniş dünyevi imkanlara ve teknolojik bir üstünlüğü sahip olmalarından dolayı İsrailoğulları şımarmış durumdalar. Daha doğrusu onlar adına hareket eden siyonistler… Kimsenin gücü kendilerine yetmez sanıyorlar. Ve sanıyorlar ki, kendilerini denizden geçiren Rableri hala onlarla beraberdir. Oysa o gün onlar mazlum bir halk idiler. Bugün ise İsrail, Firavunlar Mısır’ı, Filistinliler ise o yurdun mazlum ‘İsrail oğulları’ olmuşlar…
"Biz kitapta İsrail oğullarına şu hükmü de bildirdik: ‘Siz ülkede iki defa fesat çıkaracak ve açık zorbalıklar yapacaksınız. Onlardan birincisinin vâdesi geldiğinde, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ederiz. Onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırırlar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdür." (İsra Suresi, 17/4-5).
İkinci fesat ve hezimetlerini anlatan ayetlerin meali de şöyledir:
"Bunun ardından sizleri onlara galip getireceğiz, mallar ve çocuklarla size yardım edecek ve savaşçılarınızın sayısını arttıracağız.. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, onu da kendi aleyhinize işlemiş olursunuz. Derken, sonraki taşkınlığınızın vakti geldiğinde, kederinizden suratlarınız asılsın, daha önce girdikleri gibi yine Mescide girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler diye başınıza düşmanlarınızı musallat edeceğiz"(İsra Suresi, 17/6-7).
Ondan sonra İsrailoğullarına dedik ki: "O arzda mesken edinin. . . Gelecek hayatın vâdesi geldiğinde de, topunuzu hep bir arada toplayacağız. " İSRÂ 104.
1948 yılında İsrail Kuruldu. - Bu âyette Cenab-ı Hak, Yahudilerin bu defa aynı bölgelerde bir gün tekrar hâkimiyet şeklinin bir "devlet" tarzında olacağını da haber vermektedir. Nitekim, İslâm'ın ilk devirlerinden sonra (1. Fesat'dan sonra) 1948'lere kadar önemli bir Yahudi meselesiyle uğraşmayan Müslümanlar, 1948 yılında Yahudilerin bir İsrail Devleti kurmasıyla ikinci Yahudi fesadıyla karşılaşmışlar ve Yahudiler, hâkimiyeti tesis ederek, bu bölgeyi elde etmişlerdir.
Yahudilerin bir gün galip gelerek, yeniden devlet kuracaklarını bizlere bildirildiği İsra 6. âyetten sonra gelen İsra 7. ayette de, bu devlet zulmünün bir gün biteceği ve Müslümanların ilk defa olduğu gibi tekrar Mescid-i Aksa'ya girerek Yahudileri cezalandıracağı ve onların yüz hatlarının çok kötü bir hale geleceği bizlere müjdelenmektedir
İŞTE YAHUDİLERİ KORKUTAN HADİS!
Hadisi Şerif-
daha çok kıyamet alametlerinin zikredildiği bölümlerde geçiyor. Kaynaklarda kıyamet alametleri sıralanırken, fitnenin artması, Yahudilerin Müslümanlara yönelik taşkınlık ve zulmü inanılmaz boyutlara varınca, sabır sınırı taşıp artık bu zulme bir dur demek isteyen Müslümanların kendilerini bulup cezalandırmasından çekinen Yahudilerin bulabildikleri her yere kaçıp saklanacağından söz ediliyor.
Hadis-i Şerif’te, Yahudilerin taşların ve ağaçların bile arkasına saklanacağı, buna karşın Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçların: "Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür" diyeceği ifade ediliyor. (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25).
Bahsi geçen hadis-i şerif Sahih-i Müslim’de; “Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır. diyecek. Sadece 'gargat' ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyuruluyor. (Kitab-ul Fiten H. 2239).
Koştukları akıbet nasıl bir akıbet mi? İşte birde Tevrat’tan bir paragraf:
“Yehuda’da (Telaviv) bildirin ve Yeruşelim’de (Kudüs) işittirin ve deyin; Memlekette boru çalın; yüksek sesle bağırın. Ve deyin: Toplanın da duvarlı şehirlere girelim. Siyona doğru bayrak kaldırın; kaçıp sığının, durmayın; çünkü ben Şimalden (Kuzeyden) üzerinize büyük bela ve kırgın (katliam) getireceğim. İşte aslan sık ormanından çıktı. Ve ‘milletleri helak eden’ (cengâver) yola düştü; şehirlerin harap olsun ve onlarda oturan kalmasın diye senin diyarını viran etmek için yerinden çıktı” (Yeremye Bab 4, Pargraf 3)
İSRAİL'İN KIYAMET DÜŞÜNCESİNE GÖRE;
İSRAİL, NE KADAR ÇOK İNSAN ÖLDÜRÜRSE, KIYAMET GÜNÜNÜ ERKENE ALABİLECEĞİNE İNANIYOR.
Derme çatma, hatta kaçak kurulmuş bir devletin Dünya'ya böylesine meydan okumasını, daha da ötesi zevk alırcasına insan öldürmesini; İsrail'in kurduğu çadır devleti koruma, yaygınlaştırma isteğine bağlamak açık bir yanılgıdır.
Yanılgı değilse, bilmemektir.
İsrail'in çılgınca ürettiği terörün kaynağı sapkın inancından kaynaklanıyor.
İsrail, ne kadar çok insan öldürürse, kıyamet gününü erkene alabileceğine inanıyor.
İsrail'in kıyamet düşüncesine göre;
1) İsrail'in düşmanları yenilecek
2) Babil'deki sinagoglar yeniden yapılacak.
3) İsrail toprakları bitkilerle sarılacak.
4) Sürgündeki Yahudiler tekrar toplanacak.
5) Süleyman Tapınağı Kudüs'te tekrar inşa edilecek.
6) Mesih tüm Yahudileri vaat edilmiş topraklarda toplayacak.
Yahudiler yukarıda sayılan gerekçeleri bir an önce sağlamak için terör ürettiklerini özellikle din adamları vasıtasıyla satır aralarına saklasalar da ilan etmekten çekinmiyorlar.
Yani; Bir çok insanın sandığı gibi İsrail terörünün tek nedeni topraklar değil.
Toprakların üzerine gelmesini bekledikleri kıyamet . Bu kıyamiyetden gelecek sözde galibiyet ve kırallık.
“‘Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz.’ (derler.)” (Maide: 18)
Bu inanışın neticesi olarak kendilerinden olmayan ırkları hayvan gibi görürler, insan olarak hiçbir kıymeti yoktur onlar için. Onların paralarını, mallarını, topraklarını almak için her türlü hileye başvurmayı mübah görürler.
“Kitap ehli olmayan Arapların ve sâir kimselerin (hakkını yemekten dolayı) üzerimize bir sorumluluk yoktur.’ derler.” (Âl-i imran: 75)
Her türlü hile ve entrikaları tatbik ederler. İşlerine geldiği an yaptıkları anlaşmaları bozmaktan çekinmezler.
“Sen kendileriyle anlaşma yaptığın halde, onlar her defasında hiç çekinmeden andlaşmalarını bozarlar.” (Enfal: 56)
Hainlik onların karakterinin bir parçası gibidir.
“İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima hainlik görürsün!” (Mâide: 13)
Kendi iktidarlarını ve bekalarını tesis edebilmek için bulundukları yerde değil bütün dünyada fitne ve fesad çıkarırlar. Rakip gördükleri ülkeleri harbe tutuştumak veya silah satarak zenginliklerini artırmak için uluslararası entrikalar tasarlayıp milletleri birbirine düşürürler.
“Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar.” (Mâide: 13)
Düşmanlıkları Hazret-i Allah’adır. Sırf ırkçılık gayretiyle peygamber olduğunu bile bile Resulullah Aleyhisselâm’a iman etmemişlerdir. Bu düşmanlıkları sebebiyle gerçek dine tabi olmuş müslümanları hiç sevmezler.
“İnsanlar içerisinde, müminlere en şiddetli düşman olarak yahudileri bulursun.” (Mâide: 82)
Her türlü ahlaksızlığı irtikap ederler ve bu ahlaksızlıklarına kılıf uydurabilmek için Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimize, sarhoşluk ve hatta zina isnad eden iftiraları muharref Tevrat’a geçirmişlerdir. Ne kadar günah ve ahlaksızlık işleseler dahi cennete gireceklerine inanırlar.
“Sayılı birkaç gün dışında cehennem ateşi bize dokunmaz.’ derler.” (Bakara: 80 - Âl-i imran: 24)
“‘Biz nasıl olsa bağışlanacağız.’ diyorlar.” (A’raf: 169)
Yahudiler yine yapacaklarını yaptılar ve gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya koydular.
Hazret-i Allah bize Kur’an-ı kerim’inde yahudileri tanıttığı için biz müslümanlar gördüklerimize şaşırmadık.
Peygamberlerine en büyük iftiraları atan, bazı peygamberlerini öldüren, milletlerini ve ırklarını ilahlaştırarak çok sapkın bir dini telakki kuran yahudiler kendilerinde gerekli kuvveti bulmuş olsalardı bu yapılanlardan şüphesiz daha beterlerini yapmaktan hiç geri durmazlardı.
Bu hakika“Ey Rabbim! Müslüman olarak canımı al ve beni salihler zümresine kat!” (Yusuf: 101)
t Âyet-i kerime’lerde şöyle haber verilmektedir:
“Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır.” (Âl-i imran: 118)
“Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür.” (Âl-i imran: 118)
Binlerce yıllık ezetorik gelenekten beslenerek ‘Tek Dünya İmparatorluğu’nu kurma hayaliyle hareket eden Meciddun Dağları’ndaki Yahudilerin sebep olduğu bir savaş. Gerek Afganistan, gerek Çeçenistan, gerekse Irak’taki (Eski Babil) bütün harpler, henüz dünyanın farkında olmadığı (3. Dünya) Harbi’dir
Bu ‘örtülü harple’, 3. Dünya Savaşı’nın gizli mimarları anayasaları gibi olan ‘Siyon Liderlerinin Protokolleri’ adlı kitaplarında belirttikleri tüm doktrinleri nihai eyleme dönüştürdüler. Siyonizmin tepesindeki Konsül ise bu oyunun ‘son perdesi’ni taraftarları ,aracılığıyla tamamlamaya çalışmaktadır.Ayrıca Konsül’ün istekleri doğrultusunda hareket etmeye hazır çeşitli kuruluşlar dünyayı kontrol etmekte. CFR, IMF, DB, TRILATERAL KOMİSYON, BILDERBERG, B’NAI BRIT, WTO, BM ve AB bu amaca yönelik kurulmuş örgütlerin başında yer almakta. Bunlar Konsül’ün dünya devi olan şirketlerinin en tepesinde, ‘çökertilmek istenen devletin’ içindedirler.
Ele geçirdikleri Ford Vakfı ve Tavistock Enstitüsü'nün yanı sıra CIA, NATO ve AB gibi merkezlerin düzenledikleri "kuşatma ve yıkım planları"nın ne ölçüde farkındayız? Bügünkü ve yakın gelecekteki "kuşatma ve yıkımlar"dan uzak durmak mümkün mü ?
Fabrika sahipleri, yan sanayi üreticileri ve yöneticilerini biz "kapitalistler" olarak görürüz. Ama gerçek bu değildir. Üreticilerin fabrikalarını çalıştırmak için gerekli parayı kredi olarak aldıkları kişi veya gruplar asıl kapitalistlerdir. Ve bu banker takımı iş sahiplerini, iş sahiplerinin işçileri sömürdüklerinden çok daha fazla ve acımasızca sömürmektedir.
Toplumları şekillendirmeye, yönlendirmeye çalışan bu insanların hedefi ‘TekDünya İmparatorluğu’nu her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmektir. Bu hedef doğrultusunda kendilerine ‘vaad edilen topraklar’ın bir parçası olarak gördükleri Anadolu üzerinde yaptıkları faaliyetler nelerdir?
İsrail devletinin kendi amaçları uğruna Amerikalı Evanjelistlerle ortaklaşa uygulamaya koydukları 3. Dünya Savaşı projesi nasıl hayata geçirildi? Dünyada yaşanan pek çok olayın perde arkasında hangi güçler hangi amaçla yer almakta?
İslamiyetin ilk yayılması yıllarında Mısırı Müslümanlar alınca,Mısır Firavun ailesi nereye gittiler?Kimler içine karıştılar ?
Ve dünyada hiçbir millet tarafından sevilmediği halde kendisini Roma İmparatorluğu'nun en şaşaalı yıllarındakinden bile yüksekte gören bir ırk vardır
.
Onların Siyonistlerin gizli yasaları ve şeytani ayinleri üzerine bu kadar dehşet vericisi Kitabı TALMUT bir kaos, sapkınlık ve dünyayı ele geçirme hayallerinin ve planlarının içerir.
Onlara göre Siyonlar Dünya ve kainatın tek efendisi” olacaktır ve Tanrı buna müsaade etmiştir hem de memnun olacaktır!..” Yukarıdaki ifade Talmut’un gizlenen hükümlerine ait. Bu hükümlere hakim insanlar dünyanın siyasi, iktisadi ve sosyal yaşantısına da hakim olan, insanları yönlendiren, eğiten insanlar. Bu eser, bir büyü veya büyüyü anlatan bir kitap değil; büyüyü ve sihri insanlığın zihnini kontrol etmek için en ciddi şekilde kullanan “Kabbala Kuvvetleri” insanların hayatlarına nasıl tecavüz edildiğinin farkına varılması içindir.
Bu amaçla, bu yetiyi, yani “Şeytan’ın İlmi” veya “Ölüler İlmi” ya da “Karanlıklar İlmi” adı da verilen bu ilmi, en iddialı ve kötü amaçlar için küresel bir güç olarak kullanan Siyonlara karşı toplumumuz uyarmak ve aydınlatması gereklidir
TELMUD’UN MAL İLE ALAKALI BAZI HÜKÜMLERİ
1. Ecnebilerin (Yahudi olmayanların) kaybolan bir malını bulup, onlara geri veren bir yahudiyi Allah asla afvetmez.
2. İnsanlardan, yani yahudilerden birinin malını çalmak caiz değildir. Fakat yahudi dininden olmayanların malını çalmak caizdir.
3. Faiz, yahudiler arasında haramdır. Fakat yahudi haricindeki insanlardan faiz almak mübahdır.
4. Bir yahudi, evladlarını faize alıştırmak için onlara faizle borç vermelidir. Ta ki çocukları faizin tadını alsınlar da yahudi olmayanlar içinde bu faiz müessesesini işletsinler.
5. Yahudi olmayanların hayatı bile yahudilerin mülkü iken (yani onlar yahudilerin kölesi iken), o ecnebilerin malları nasıl yahudilerin olmaz? Yani onların malları hertürlü hilelerle alınabilir.
(Hakikat-ul Yehud, sahife-18)
TELMUD’UN AHLAK CİHETİNDEKİ BAZI HÜKÜMLERİ
1. Gerek erkek, gerek kadın olsun, yahudi olmayan biriyle zina etmek mübahdır.
2. Bir kadının, başka bir kadınla zina eden kocasından şikayet etmeğe hakkı yoktur.
3. Kişinin karısıyla livata muamelesi yapması mübahdır. Çünki kadının, kocasına nisbeti; adamın kasabdan aldığı bir parça ete benzer. O adamın bu eti, ister pişmiş-ister çiğ olarak, canı nasıl isterse öyle yemeğe hakkı vardır.
(Hakikat-ul Yehud, sahife-19)
TELMUD’UN AHİD VE MİSAKLARLA ALAKALI BAZI HÜKÜMLERİ
1. Yahudiler, ecnebilere verdiği sözden ve yaptıkları yeminden dönmelerinden dolayı mes’ul değildirler. Çünki yahudilerle hayvanlar (ecnebiler) arasında yemin olmaz.
2. Yahudiler için yalan yere şahidlik yapmak caizdir.
3. Ecnebileri (yahudi olmayanları) aldatmak mübahdır. Belki vacibdir.
4. Senin önüne bir yahudi ile bir ecnebi herhangi bir hususta davalı olarak gelirlerse, imkan bulduğunda o yahudiyi bu davada kazançlı çıkar.
(Hakikat-ul Yehud, sahife-19)
SİYON PROTOKOLLERİ
"Yahudi olmayanların ölmesini istiyoruz."
"...bize karşı olan her şeyi ortadan kaldırmayı kendimize görev edineceğiz. Bu amaçla, krallığımızı kurmamıza çeşitli silahlarla karşıkoyan herkesi merhametsizce katledeceğiz."
1 Nolu Protokol:
-Siyasetin ahlakla bağı yoktur ahlaklı hükümdar tahtında duramaz.Bu gibi vasıflar Yahudi olmayan krallıklara ait olmalıdır.
-Gayemiz uğruna rüşvetçilik düzenbazlık ve hıyanetten çekinmeyiz.
2 Nolu Protokol:
-Seçeceğimiz yöneticiler kabiliyetleri zayıf ve kölece itaat edecek kimseler olmalıdır. Kendilerinin müşaviri veya uzmanı olan bizim çocuklarımız sayesinde ellerimizde oyuncağa dönecekler.
-Basın halkın şikayetlerini sürekli dile getirerek hoşnutsuzluk yaratmalıdır.
3 Nolu Protokol:
-Liberalizmi kullanarak onları rekabet haline soktuk.Kısa bir zaman sonra karışıklıklar ve iflaslar tüm dünyayı kaplayacaktır.
-Fransız ihtilaline büyük adını biz verdik.Çünkü o tamamen bizim eserimizdir.O vakitten beri daima dünya için hazırladığımız Siyon kanından kral lehine çalışıyoruz.
-Biz iktidara gelince hürriyet kelimesini lügatten sileceğiz.
4-5 Nolu Protokol:
-Görünmeyen bir kuvveti kim devirebilir.Biz böyle bir kuvvetiz.
-Halkın zihnini bozmalıyız.Zihinlerini boş nutuklarla meşgul etmeliyiz.
6-7-8- Nolu Protokoller:
-Yahudi olmayanların sanayini tamamen çökertmek için Yahudi olmayanların arasında geliştirdiğimiz lüksü ve spekülasyonu artıracağız.
-Biz hükümetleri iktisatçıların dünyası ile kuşatacağız.Bu sebeple iktisadi ilimler Yahudi öğreniminin başlıca konusunu oluşturur.Bizim etrafımızda bankerler sanayiciler sermayedarlar olacaktır.Çünkü herşeyi rakamlarla halledeceğiz.
9-10 Nolu Protokoller:
-Yanlış olduğu bizce bilinen prensipleri gençliğe vererek onların gençliğini şaşırttık ve bozduk.
11 Nolu Protokol:
-Yahudi olmayanlar bir koyun sürüsüdür ve biz onların kurtlarıyız ve sizler biliyorsunuz ki kurtlar koyun sürüsüne daldıklarında neler olur?
12 Nolu Protokol:
-Bizim kontrolümüzde olmadan tek bir tebliğ bile halka ulaşmayacaktır.Hatta bütün haberleri toplayan birkaç ajans tarafından yayılması sebebiyle bu neticeyi elde etmiş bulunmaktayız.
13-14 Nolu Protokoller:
-Filozoflar Yahudi olmayanların inançlarının kusurlarını münakaşa edeceklerdir.Fakat bizim inancınız bizden başka kimse tarafından tamamıyla öğrenilemeyeceğinden bizim inancımızı hiç bir bakış açısını hiçbir zaman münakaşa konusu yapamayacaklardır.
15 Nolu Protokol:
-İsrail kralı Avrupa’nın kendisine sunduğu tacı giydiğinde dünyanın atası olacaktır.
16 Nolu Protokol:
-Biz önceki yüzyılların hoşumuza gitmeyen bütün olaylarını insanların kafasından sileceğiz.
17-18 Nolu Protokoller:
-Ajanlarımız vasıtalarıyla Yahudi olmayan kralların hayatlarına karşı sık sık suikastlar yaparak onların nüfuzunu kıracağız.
20-21-22 Nolu Protokoller:
-Yahudi olmayan devletlerin dikkatsizlikle müsaade ettikleri borçlanma metotları yüzünden onların hazineleri boştur.Bununla birlikte borçlar birbirini takip etmekte olacak ve bütün devletler iflasa sürüklenecektir.
24 Nolu Protokol:
-Sadece kayıtsız şartsız sert, kabiliyetli, hatta zalim bir şekilde hükmedecek kimseler iktidar dizginlerini bizim Siyon liderimizden alacaktır.
-Hükümdarımız Davud’un kutsal zürriyetindedir.
TÜRKİYE’DE KAÇ ÇEŞİT YAHUDİ VAR?
İnsan düşünüyor bazen; Her yıl mili bütçenin yarısının tahsis edildiği bir ordu, nasıl olur da özel kuvvetler yetiştirip dağlarda keklik avlar gibi hainleri avlayamaz
Hele son dönemde kullanıma giren ileri seviyede gözetleme sistemleri ile, bunları nasıl takip edemez? Nasıl yerlerini belirleyemez, hareketlerini izleyemez? Nasıl olur da PKK saldırılarına karşı özel olarak hazırlanmış karakollar yapamaz? Nasıl olur da dağ başında bir yere kondurulmuş bir barakada pusuya düşen 15-20 Mehmetçiğe, yardım istediklerinde, "Analar Mehmetçik doğuruyor ama Sikorski doğurmuyor." diyebilir?
Bunun olsa olsa bir sebebi vardır, TSK, ta en başına kadar, Genel Kurmay başkanlarına kadar Sabetayist ve kripto yahudi sızmaya maruz kalmıştır. İşte son dönemde ağlama duvarında ağlarken kameralara yakalanan Genel Kurmay başkanlarımızın ve yüksek rütbeli paşalarımızın bu fotoğrafları durumun vehametini anlatmaktadır.
Kanımıza iliğimize kadar girmiş TSK içinden gizli Yahudiler, gizli Ermeniler, Pakraduniler ve Sabetayistler vede Masonlar derhal temizlenmelidir. Toplum, yöneticilerine bunun sağlanması için meşru yaptırım uygulamalıdır..
1. Türkiye vatandaşı olup da kimlik kartlarının din hanesinde Musevî yazan Yahudiler. Bunların nüfusu 15 ile 20 bin arasındadır. Kendi aralarında kategorilere ayrılırlar. Sefarad Yahudileri, Eşkenaz Yahudileri.
Bazısının ismi Yahudicedir, bazısı Türk ve Müslüman adları ve soyadları kullanır. Bunların hepsi de dindar Yahudi değildir.
2. Sabataycılar. Bunların kimlik kartlarında Müslüman yazar ama aslında iki kimliklidirler. Türklükleri ve Müslümanlıkları yüzeyseldir, gerçek kimlikleri Yahudiliğin heterodoks bir sekti olan Sabataycılıktır. Bunlar da homojen değildir. Sayıları ne kadardır? Kaçta kaçı militan Sabataycıdır?
3. Karaylar (Karaim). Küçük bir cemaattir. Bir uç Yahudi mezhebi veya cemaatidir.
4. Kripto Yahudiler. Bunlar Sabataycı değildir. 17'nci, 18'inci yüzyıllarda ülkemize mülteci olarak gelmişler, çeşitli bölgelere yerleşmişler/yerleştirilmişlerdir. Bir kısmı Alevî görünümlü, bir kısmı Bektaşi görünümlü. Belki Sünnî görünenleri de vardır
5. Kürt Yahudileri. Bunlar da son bir asır içinde ya Sünnî, ya Alevî görünerek araziye uymuştur.
6. Kafkasya kökenli Yahudiler. Kendisini su katılmadık Azerî gösteriyor ama aslında bir Tat Yahudisidir... Kafkasya’da otuz kırk kadar kavim vardır. Çerkezler, Dağlılar, Abazalar vs... Bunların hepsinin Yahudisi de vardır.
7. Tatar Yahudileri...
8. Arnavut Yahudileri
9.Tat Yahudileri...
10.Gürcü Yahudileri (Gürcüce: Kartveli Ebraelebi, İbranice: Yehudey Georgia) Kafkasya'daki Gürcistan ulusundan olan Yahudilere denir. Gürcistan'ın en eski cemaatlerinden olan Yahudiler tarihlerini Babil Sürgünü'ne kadar götürmektedir.
Gruzinik dilini konuşan bu Yahudiler dünyanın en eski cemaatlerinden biridir. Gürcü Yahudileri'nin bölgede 2.600 yıllık bir tarihi vardır. Gurjim veya kartveli ebraelebi denen bu cemaatin kökenleri konusunda tartışmalar olsa da en kabul edilen görüş cemaatin M.Ö. 6.yy'da Babil Sürgünü sırasında geldikleridir. 11. yy'da yaşamış Gürcü tarihçi Leonti Mroveli'nin anlattıklarına göre
11. Pakraduni"ler, Anadolu'nun İslamlaşması ve Türklere vatan yapılması üzerine, özellikle Ermenilerin rağbet gördüğü Selçuklu ve Osmanlı döneminde, Musevilikten Ermeniliğe geçen, 1915 olayları sonrası ve Cumhuriyet sürecinde ise Müslümanlığı seçen, ama Yahudi zihniyetini nesilden nesile gizlice sürdüren bir topluluk olmaktadır.
Fanatik Ermeni karşıtlığıyla Türkırkçılığını (Turancılığı) savunmak, her fırsatta İslam'a saldırarak, sosyalist ve Kemalist bir tavır takınmak bunların alameti farikasıdır. Ama sadece solcu değil, sağcı partilere; hatta Milli Görüş'e de sızanlar vardır.
Örneğin, "Durmuş Durduyan" iken Oğuzhan Asiltürk'e dönüşen Pakradunilere rastlanmaktadır.
Asırlarca Ermeni toplumunu yöneten Yahudi asıllı ‘Pakraduniler'in hikâyesi yeni yeni günışığına çıkmaktadır.
İşte Muharref Tevrat ve birer gizli yorumu olan Talmud ve Tora'da: “Irak’ın ve İran’ın vurulmasıyla Armegedon'u başlatmaları Siyonistlere sürekli telkin olunmaktadır” ve bu Siyonist hedef için bölge ülkelerindeki Yahudi kökenli kriptolar parlatılıp iktidara taşınmaktadır.
12. Resulullah (s.a.v) buyurdu: Deccal Ispahan (isfahan) yahudilerden çıkacaktır. Onunla beraber başlarında sarıklı 70 bin Yahudi vardır.
“Taylesan elbiseleri giyinmiş yetmişbin Isfahan yahudisi Deccal’in emrine girecektir.” (Müslim)
Deccal Amerika’dan geldiği zaman, yahudiler ona tâbi olacaklar ve ondan sonra Arabistan üzerine yürüyecek.
Sonra Allah-u Teâlâ onların öldürülmesini murad ettiği zaman, küffar memleketine sığınmış bir yahudiyi dahi ikrah ettikleri için haber verecekler. “Burada yahudi var gel öldür!” diye. Yalnız Amerika haber vermeyecek, çünkü Amerika onlardandır.
İşte, içinde bulunduğumuz bu zamanda Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) yetmiş bin âlimin deccala hizmet edeceğini ve çok çok dikkatli olunması gerektiğini ifade etmiştir. Nitekim Hz. Muhammed (sav) bir hadis-i kutsi’de şöyle söylemiştir:
“Ahir zamanda bir grup insan türeyecek bunlar din ile dünyayı talep edecekler. İnsanlara karşı yumuşak (dindar dünyayı terk etmiş) görünmek için koyun postuna bürünürler. Dilleri şekerden tatlıdır, kalpleri ise canavarların kalbi gibidir. Allah onlara şöyle der:
- Bana karşı laubalilikte mi bulunuyorsunuz? Şanıma ve azametime yemin ederim ki Ben onlara kendilerinden (çıkaracağım) öyle bir fitne göndereceğim ki (değil fiilen fenalıklar işleyenler) içlerindeki iyiler bile şaşkına dönecekler. Ne def edebilecekler, ne de ondan paçalarını kurtarabilecekler.” (Kütüb-i Sitte, Cilt:13, Sayfa: 457)
Bu esrarengiz kişileri haberdar edip Müslümanları dikkatli olmaları konusunda uyaran sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in hadisleri şöyledir;
1. Deccal Ispahan (isfahan) Yahudilerinden çıkacaktır. Onunla beraber başlarında sarıklı yetmiş bin (Müslüman görünümlü) Yahudi vardır. (Mevsuatu’s Sunne, El-kütüb’s-Sitte ve Şüruhuha 22, Müsnedu, Ahmed B. Hanbel 3-4, Tunus: Daru Sahnun, 1992. c.22. sf.224)
2. İsfahan Yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccalın ardından gider. (Sahih-i Müslim, c.8, sf.500)
3. Ümmetimden başları sarıklı 70 bin kişi deccal’a tabii olacaktır. (Ebu Bekir Abdürrazzak b. Hemmam, Abdürrazzak es San’ani , El Musannef, XI, sf.393)
“Deccal’in Çıkacağı Yer ve Kendisine Tabi Olacak Kimseler:
RE. 508/5. Şark tarafından bir cemaat meydana gelir. Kur'an okurlar hançerelerinden aşağı geçmez. Onlardan bir taife inkiraz ederse diğer taife zuhur eder. Son partileri Deccal ile beraber olurlar. (Hz. İbn-i Amr RA)
RE. 207/8. Deccal şarkta, Horasan denilen yerden çıkar ve ona katmerli yüzü olanlar uyar. (Hz. Ebu Bekir RA)
RE. 506/9. Deccal'e Isfahan yahudilerinden yetmişbin yahudi tabi olur. Hepsinin üzerlerinde taylasan vardır. (Hz. Enes RA)
RE. 508/2. Deccal, Horasan denilen yerden çıkar. Ona bir kavim tabi olur ki, yüzleri meşin gibidir. (Hz. Ebubekir RA)
RE. 97/7. Deccal şarktan, Horasan'dan çıkar ve ona kalkan yüzlüler tabi olur. (Yahudiler ve Moğollar vs.) (Hz. Ebubekir RA)
Ahirzaman, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in hadislerinden anlaşılacağı üzere birçok fitnenin ve karışıklığın yer alacağı ve dünya hayatında meydana gelecek (ya da gelmiş) olayların sadece bir kez vuku bulacağı son zaman dilimini ifade eder. Hicri 13. Asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, bu dönemi anlatırken vaktin şiddetini göz önüne alarak “yirmi kişiden bir kişiye bile güvenilmez” (Kastamonu Lahikası, sf. 86) demektedir.
İSRAİLİN SONU
İsrail amansız bir tutkuyla kendisine vaad edilen feci akibete doğru hızla yuvarlanıyor.
Demek ki yazgı böyle bir şey! Vakti gelince kendi ayaklarınla ölüm vadisine koşuyorsun…
Zaten ilahi bir yasadır, bir kavim helak edilmeyi hak ettiğinde, Allah mücrimlerden ve fasık sefihlerden basiretsiz idareciler verir. O idareciler onları yavaş yavaş helake götürür:
“Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz” (İsra, 16)
Maalesef çok geniş dünyevi imkanlara ve teknolojik bir üstünlüğü sahip olmalarından dolayı İsrailoğulları şımarmış durumdalar. Daha doğrusu onlar adına hareket eden siyonistler… Kimsenin gücü kendilerine yetmez sanıyorlar. Ve sanıyorlar ki, kendilerini denizden geçiren Rableri hala onlarla beraberdir. Oysa o gün onlar mazlum bir halk idiler. Bugün ise İsrail, Firavunlar Mısır’ı, Filistinliler ise o yurdun mazlum ‘İsrail oğulları’ olmuşlar…
"Biz kitapta İsrail oğullarına şu hükmü de bildirdik: ‘Siz ülkede iki defa fesat çıkaracak ve açık zorbalıklar yapacaksınız. Onlardan birincisinin vâdesi geldiğinde, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ederiz. Onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırırlar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdür." (İsra Suresi, 17/4-5).
İkinci fesat ve hezimetlerini anlatan ayetlerin meali de şöyledir:
"Bunun ardından sizleri onlara galip getireceğiz, mallar ve çocuklarla size yardım edecek ve savaşçılarınızın sayısını arttıracağız.. İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, onu da kendi aleyhinize işlemiş olursunuz. Derken, sonraki taşkınlığınızın vakti geldiğinde, kederinizden suratlarınız asılsın, daha önce girdikleri gibi yine Mescide girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler diye başınıza düşmanlarınızı musallat edeceğiz"(İsra Suresi, 17/6-7).
Ondan sonra İsrailoğullarına dedik ki: "O arzda mesken edinin. . . Gelecek hayatın vâdesi geldiğinde de, topunuzu hep bir arada toplayacağız. " İSRÂ 104.
1948 yılında İsrail Kuruldu. - Bu âyette Cenab-ı Hak, Yahudilerin bu defa aynı bölgelerde bir gün tekrar hâkimiyet şeklinin bir "devlet" tarzında olacağını da haber vermektedir. Nitekim, İslâm'ın ilk devirlerinden sonra (1. Fesat'dan sonra) 1948'lere kadar önemli bir Yahudi meselesiyle uğraşmayan Müslümanlar, 1948 yılında Yahudilerin bir İsrail Devleti kurmasıyla ikinci Yahudi fesadıyla karşılaşmışlar ve Yahudiler, hâkimiyeti tesis ederek, bu bölgeyi elde etmişlerdir.
Yahudilerin bir gün galip gelerek, yeniden devlet kuracaklarını bizlere bildirildiği İsra 6. âyetten sonra gelen İsra 7. ayette de, bu devlet zulmünün bir gün biteceği ve Müslümanların ilk defa olduğu gibi tekrar Mescid-i Aksa'ya girerek Yahudileri cezalandıracağı ve onların yüz hatlarının çok kötü bir hale geleceği bizlere müjdelenmektedir
İŞTE YAHUDİLERİ KORKUTAN HADİS!
Hadisi Şerif-
daha çok kıyamet alametlerinin zikredildiği bölümlerde geçiyor. Kaynaklarda kıyamet alametleri sıralanırken, fitnenin artması, Yahudilerin Müslümanlara yönelik taşkınlık ve zulmü inanılmaz boyutlara varınca, sabır sınırı taşıp artık bu zulme bir dur demek isteyen Müslümanların kendilerini bulup cezalandırmasından çekinen Yahudilerin bulabildikleri her yere kaçıp saklanacağından söz ediliyor.
Hadis-i Şerif’te, Yahudilerin taşların ve ağaçların bile arkasına saklanacağı, buna karşın Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçların: "Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür" diyeceği ifade ediliyor. (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25).
Bahsi geçen hadis-i şerif Sahih-i Müslim’de; “Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır. diyecek. Sadece 'gargat' ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyuruluyor. (Kitab-ul Fiten H. 2239).
Koştukları akıbet nasıl bir akıbet mi? İşte birde Tevrat’tan bir paragraf:
“Yehuda’da (Telaviv) bildirin ve Yeruşelim’de (Kudüs) işittirin ve deyin; Memlekette boru çalın; yüksek sesle bağırın. Ve deyin: Toplanın da duvarlı şehirlere girelim. Siyona doğru bayrak kaldırın; kaçıp sığının, durmayın; çünkü ben Şimalden (Kuzeyden) üzerinize büyük bela ve kırgın (katliam) getireceğim. İşte aslan sık ormanından çıktı. Ve ‘milletleri helak eden’ (cengâver) yola düştü; şehirlerin harap olsun ve onlarda oturan kalmasın diye senin diyarını viran etmek için yerinden çıktı” (Yeremye Bab 4, Pargraf 3)
İSRAİL'İN KIYAMET DÜŞÜNCESİNE GÖRE;
İSRAİL, NE KADAR ÇOK İNSAN ÖLDÜRÜRSE, KIYAMET GÜNÜNÜ ERKENE ALABİLECEĞİNE İNANIYOR.
Derme çatma, hatta kaçak kurulmuş bir devletin Dünya'ya böylesine meydan okumasını, daha da ötesi zevk alırcasına insan öldürmesini; İsrail'in kurduğu çadır devleti koruma, yaygınlaştırma isteğine bağlamak açık bir yanılgıdır.
Yanılgı değilse, bilmemektir.
İsrail'in çılgınca ürettiği terörün kaynağı sapkın inancından kaynaklanıyor.
İsrail, ne kadar çok insan öldürürse, kıyamet gününü erkene alabileceğine inanıyor.
İsrail'in kıyamet düşüncesine göre;
1) İsrail'in düşmanları yenilecek
2) Babil'deki sinagoglar yeniden yapılacak.
3) İsrail toprakları bitkilerle sarılacak.
4) Sürgündeki Yahudiler tekrar toplanacak.
5) Süleyman Tapınağı Kudüs'te tekrar inşa edilecek.
6) Mesih tüm Yahudileri vaat edilmiş topraklarda toplayacak.
Yahudiler yukarıda sayılan gerekçeleri bir an önce sağlamak için terör ürettiklerini özellikle din adamları vasıtasıyla satır aralarına saklasalar da ilan etmekten çekinmiyorlar.
Yani; Bir çok insanın sandığı gibi İsrail terörünün tek nedeni topraklar değil.
Toprakların üzerine gelmesini bekledikleri kıyamet . Bu kıyamiyetden gelecek sözde galibiyet ve kırallık.
Emperor Casino | Shooting Casino
YanıtlaSilEnjoy the most popular slots at King of Prussia, the casino with over 500 slots, 메리트 카지노 주소 table games, blackjack, live 카지노 dealer, 제왕카지노 bingo, live dealer, poker, bingo,