Türkiye kendi gerçeğini hiç görmedi! Ne liselerde, ne akademilerde, ne üniversitelerde, ne de Harp okullarında okutuldu!
Hiç kimse BÜYÜK GERÇEĞİ bilmiyordu!
Müstemlekeydik, haberimiz yoktu! Aklımız çalındığı için SOLCU da olsak SAĞCI da olsak ASKER de olsak polis de olsak ÜLKEYİ kurtardığımızı sanıyorduk! Oysa bize başka hiçbir ülkeye atılmayan FORMAT atılmıştı! İçeride bölünerek bir DÜŞMANA ihtiyaç duymayacak hale getirilmiştik!
Ama siviller ve askerler içinde bunu bilerek yaşayanlar vardı! Mesela Derviş! Mesela Madanoğlu... Aklıma bu ikisi geldi! Yüzlerce sayabilirim!
Ama işimiz isimlerle değil! Aklımızla, bize dayatılan sistemi kırıp atmalıyız! Türkiye'de adı John olan CIA, Smith olan MI6, Hans olan BND, Yuri olan FSB, David olan MOSSAD ajanı ararsak bulamayız!
Bunların hepsine çalışan ve geleceğimizi çalmaya çalışanlar TÜRK'tü! Bizim gibi görünen ama bize benzemeyenlerdi... Hikaye buydu!
Dışarıdan emir alanlar hep arkalarındaki gücü "ÜLKE ELDEN GİDİYOR!" korkusuyla harekete geçirip kullandı! Çünkü dünyadaki en vatansever insanlar bizlerdik! En güçlü yanımızdan en zayıf noktamızı buldular! Ve buraya çalıştılar!
Gören olmadı! Olsa da kimseyle paylaşamadı!
Bakın dün HSBC bankasını yazdım!
El konulan bankayla çok ama çok içiçeydi! Ama bizler de, o harekete gönül veren kardeşlerimiz de bilmiyordu! Hep YALAN üzerine kurulurdu sistem burada!
Zaten itirazım da bunaydı! Yabancının gelip burada hüküm sürmesi hep içimi acıttı! Tarih yazan bir milletin bu hale gelmesini kabul edemedim! Neyse... Türkiye çok değişik bir yerdi!
Burayı kontrol eden Avrasya'yı da Ortadoğu'yu da yönetirdi! Bu nedenle de YABANCI GÜÇLER savaşını burada verirdi!
Dün ismini vermediğim ama uzun yıllar HSBC'yi yöneten hanımefendi ve ailesi çok değişiktir!
Mesela araştırsanız çok ama çok titiz davransanız bile bu aile hakkında bir bilgiye ulaşamazsınız!
Kayıt bulmakta zorlanırsınız! Bu hanımefendinin eşi de çok ilginç bir isimdi! İŞ hayatında başarılı biriydi! Merrill Lynch'in Türkiye'deki stratejik ortağı olan Antika Partners'ı kurdu ve yönetici ortak olarak görev yaptı...
Antika Partners'ı kurmadan önce, J.P. Morgan'da Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yatırım Bankacılığı Grup Başkanlığı'nı yürüttü! J.P. Morgan'ın Global Yürütme Kurulu'nda yer aldı!
Kurumdaki 18 yıllık deneyimi süresince Türkiye, BDT, Balkanlar ve İsrail Bölge Başkanlığı, Türkiye ve Orta Asya Bölüm Başkanlığı ve Türkiye Ülke Başkanlığı görevlerini yürüttü!
Kariyerine ise Londra'da J.P. Morgan Chase & Co.'nun Global Piyasalar Grubu'nda başladı! Şimdi ne iş yaptığını yazmaya gerek yok!
Dediğim gibi işimiz kişilerle değil sistemleydi!
Dün KUM SAATİ ile ilgili çok soru geldi! Kum saati kardeşliği belli ki dikkat çekmişti! Dün yazamadım ama şimdi sırası geldi...
Kum saati, Süleyman Mabedi inşaatı esnasında çalışma saatlerini ölçen bir aletti... Bilindiği gibi bu inşaat sırasında kullanılan her şey daha sonra MASONLUĞUN simgesi haline dönüştü!
Kum saati de böyleydi! ZAMANIN nasıl tükendiğini, hayatın akıp gittiğini ve geriye dönüşün olmadığını simgelerdi! ZAMAN vurgusu yapardı!
Bir başka anlamı daha vardı! Şans bir kere kapıyı çalardı! Tekrarlanmazdı! Kum saatinde de öyleydi! Kum akar ve geri gelmezdi! Tek gidişli bir yöndü! Değerini bilmek ve gerektiğinde doğru hamleyi yapmak şarttı! MASONLAR bu simgeyi ÜÇÜNCÜ DERECEYE geldiği zaman öğrenirlerdi!
Peki KUM SAATİNİN ne zaman MASONİK simge olduğu açıklandı!
Çok önceleri! 1627'de! Yani el konulan bir banka, ROTHSCHILDLER'in sahibi olduğu dev HSBC, Türkiye'deki operasyonunu yöneten hanımefendi, eşi, masonluk, Yahudilik ve içeride bitmek tükenmek bilmeyen bir Müslüman karşıtlığı! Anadolu'ya direniş! Garip! Oysa gerçekte garip olan bir şey yoktu!
El konulan banka PARALEL'in kalesiydi!
Peki nasıl kurulduğunu, kimin destek verdiğini biliyor muyduk?
Paranın nasıl getirildiğinden haberimiz var mıydı? YOKTU!
Daha öncesinde Türkiye'de bir dönem TEHLİKE OLARAK görüldüğü için (Nedense!) Risale-i Nur basmak yasaktı!
Peki Türkiye'ye Risale-i Nur nereden ve nasıl geliyordu?
Nereden olacak gemilerle Amerika'dan! Bir PETROL DEVİ para verip bastırıyor, sonra da gemilerle gönderiyordu! İLİŞKİ kuruluyordu!
Gemilerle getiren de KARADENİZLİ ve BEŞİKTAŞLI tanınmış bir isimdi! İLİŞKİ AĞI öyle büyüktü ki saf ANADOLU insanı bu hareketi ayakta tuttuğunu sanıyordu! Asla öyle bir şey yoktu! İçeride toplanan paralar operasyonlara harcanan paraların yanında çok küçüktü! Ama gücün içeriden alındığı duygusu vermek için herkes elini cebine atıyordu! Ciddi miktarda para toplanıyordu! Bu paralar da KUM SAATİNİ sevenler tarafından kendi bankalarında değerlendiriliyordu!
Ve bunu kimseler bilmiyordu!
FAİZ LOBİSİ Müslüman kitlenin parasını alıyor, DUBAİ'de değerlendiriyor ve bu gizleniyordu! Dubai kritik bir yerdi! İngilizler'in kalesiydi!
Bugün Türk Dışişleri'nden kim bir yere gitse arkasından bunlar gidip hemen KÖTÜLÜYORDU! Demek ki TEMAS eskiye dayanıyordu!
Kimse boşuna iş yapmıyordu! Son 15 yıldaki bütün para operasyonu DUBAİ üzerinden yürütülüyordu! "28 Şubat'ta bu kadar DARBE almadık" diyenler bir şeyi atlıyordu! 28 Şubat'ta sadece TÜRK BANKALARI batıyordu! DEMİRBANK'ı silerek HSBC'yi alanlar ve şampanya patlatarak kutlayanlar şimdiki el koymayı "TÜRK BANKACILIĞINA DARBE!" diye eleştiriyor ama komik oluyordu! Ne kendileri ne de el konulan banka hiçbir zaman darbe almamış, aksine DARBELER inerken onlar parlamıştı!
EL konulan kurumun hikayesi çok ilginçti! Önümüzdeki günlerde inanılmaz ilişkiler ortaya çıkacaktı! Hangi iş adamı YAHUDİ BANKASINDAN kredi çekip hangi fonu aldı! Hangi manipülasyonlarla, hangi kağıtlarla oynanarak bu borç ödendi? SOL ve SAĞ'dan hangi iki işadamı operasyonun arkasındaydı?
Yani hem soldan hem sağdan gelip aynı yere hizmet edenler kimdi?
Paralel Yapı, devletin içinde kurulmuştu! Asker de sivil de vardı! Milli Güvenlik kararı bile vardı! Madanoğlu gibi Türkeş de destekliyordu bu yapıyı! Devlet Planlama'nın içinde görev yapan 30'dan fazla kişi çok önemli yer tutuyordu!
Amerika'daki şef sadece bunları görünce ayağa kalkıyordu! Ve bu yapı için kimsenin bir şey yazmasına çizmesine gerek yoktu! DEVLET her şeyi biliyordu! Çok sayıda ÜLKÜCÜ genç bu yöne kanalize edilmişti! Devlet içindeki etkili isimlerin de ÜLKÜCÜ kökenli olmasına dikkat ediliyordu! Tercih sebebiydi!
Ancak bu yapıyı kuran ve yeşerten AKIL bambaşka bir oyun kurmuştu!
Hizmet süresi dolan bu yapıyı MUHAFAZAKAR hükümete ortadan kaldırtacak, sonra da bütün güçleriyle hükümete yükleneceklerdi!
Önceden sol-sağ, Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışırdı! Şimdi AYNI KULVARDA görünen iki akım kapışıyordu! Hizmet'in ömrü dolmuştu!
Ama Ankara'nın bunu tasfiye ederken yapacağı yanlışlar sonra önüne getirilecekti! Bu yanlışlarla Ankara da tasfiye edilecekti! Plan buydu!
Napolyon'un dediği gibi YAVAŞ YAVAŞ HIZLI GİTMELİYİZ! Bizden beklenen hataları yapmamalıyız! Ankara hizmetin çoğunluğuyla değil KUM SAATİNE gönül veren birkaç kişiyle ilgilenmeli!
NOT: IŞİD'le de bize gelecekler! Gelmeye çalışacaklar!
Ergün Diler
Takvim
Hiç kimse BÜYÜK GERÇEĞİ bilmiyordu!
Müstemlekeydik, haberimiz yoktu! Aklımız çalındığı için SOLCU da olsak SAĞCI da olsak ASKER de olsak polis de olsak ÜLKEYİ kurtardığımızı sanıyorduk! Oysa bize başka hiçbir ülkeye atılmayan FORMAT atılmıştı! İçeride bölünerek bir DÜŞMANA ihtiyaç duymayacak hale getirilmiştik!
Ama siviller ve askerler içinde bunu bilerek yaşayanlar vardı! Mesela Derviş! Mesela Madanoğlu... Aklıma bu ikisi geldi! Yüzlerce sayabilirim!
Ama işimiz isimlerle değil! Aklımızla, bize dayatılan sistemi kırıp atmalıyız! Türkiye'de adı John olan CIA, Smith olan MI6, Hans olan BND, Yuri olan FSB, David olan MOSSAD ajanı ararsak bulamayız!
Bunların hepsine çalışan ve geleceğimizi çalmaya çalışanlar TÜRK'tü! Bizim gibi görünen ama bize benzemeyenlerdi... Hikaye buydu!
Dışarıdan emir alanlar hep arkalarındaki gücü "ÜLKE ELDEN GİDİYOR!" korkusuyla harekete geçirip kullandı! Çünkü dünyadaki en vatansever insanlar bizlerdik! En güçlü yanımızdan en zayıf noktamızı buldular! Ve buraya çalıştılar!
Gören olmadı! Olsa da kimseyle paylaşamadı!
Bakın dün HSBC bankasını yazdım!
El konulan bankayla çok ama çok içiçeydi! Ama bizler de, o harekete gönül veren kardeşlerimiz de bilmiyordu! Hep YALAN üzerine kurulurdu sistem burada!
Zaten itirazım da bunaydı! Yabancının gelip burada hüküm sürmesi hep içimi acıttı! Tarih yazan bir milletin bu hale gelmesini kabul edemedim! Neyse... Türkiye çok değişik bir yerdi!
Burayı kontrol eden Avrasya'yı da Ortadoğu'yu da yönetirdi! Bu nedenle de YABANCI GÜÇLER savaşını burada verirdi!
Dün ismini vermediğim ama uzun yıllar HSBC'yi yöneten hanımefendi ve ailesi çok değişiktir!
Mesela araştırsanız çok ama çok titiz davransanız bile bu aile hakkında bir bilgiye ulaşamazsınız!
Kayıt bulmakta zorlanırsınız! Bu hanımefendinin eşi de çok ilginç bir isimdi! İŞ hayatında başarılı biriydi! Merrill Lynch'in Türkiye'deki stratejik ortağı olan Antika Partners'ı kurdu ve yönetici ortak olarak görev yaptı...
Antika Partners'ı kurmadan önce, J.P. Morgan'da Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yatırım Bankacılığı Grup Başkanlığı'nı yürüttü! J.P. Morgan'ın Global Yürütme Kurulu'nda yer aldı!
Kurumdaki 18 yıllık deneyimi süresince Türkiye, BDT, Balkanlar ve İsrail Bölge Başkanlığı, Türkiye ve Orta Asya Bölüm Başkanlığı ve Türkiye Ülke Başkanlığı görevlerini yürüttü!
Kariyerine ise Londra'da J.P. Morgan Chase & Co.'nun Global Piyasalar Grubu'nda başladı! Şimdi ne iş yaptığını yazmaya gerek yok!
Dediğim gibi işimiz kişilerle değil sistemleydi!
Dün KUM SAATİ ile ilgili çok soru geldi! Kum saati kardeşliği belli ki dikkat çekmişti! Dün yazamadım ama şimdi sırası geldi...
Kum saati, Süleyman Mabedi inşaatı esnasında çalışma saatlerini ölçen bir aletti... Bilindiği gibi bu inşaat sırasında kullanılan her şey daha sonra MASONLUĞUN simgesi haline dönüştü!
Kum saati de böyleydi! ZAMANIN nasıl tükendiğini, hayatın akıp gittiğini ve geriye dönüşün olmadığını simgelerdi! ZAMAN vurgusu yapardı!
Bir başka anlamı daha vardı! Şans bir kere kapıyı çalardı! Tekrarlanmazdı! Kum saatinde de öyleydi! Kum akar ve geri gelmezdi! Tek gidişli bir yöndü! Değerini bilmek ve gerektiğinde doğru hamleyi yapmak şarttı! MASONLAR bu simgeyi ÜÇÜNCÜ DERECEYE geldiği zaman öğrenirlerdi!
Peki KUM SAATİNİN ne zaman MASONİK simge olduğu açıklandı!
Çok önceleri! 1627'de! Yani el konulan bir banka, ROTHSCHILDLER'in sahibi olduğu dev HSBC, Türkiye'deki operasyonunu yöneten hanımefendi, eşi, masonluk, Yahudilik ve içeride bitmek tükenmek bilmeyen bir Müslüman karşıtlığı! Anadolu'ya direniş! Garip! Oysa gerçekte garip olan bir şey yoktu!
El konulan banka PARALEL'in kalesiydi!
Peki nasıl kurulduğunu, kimin destek verdiğini biliyor muyduk?
Paranın nasıl getirildiğinden haberimiz var mıydı? YOKTU!
Daha öncesinde Türkiye'de bir dönem TEHLİKE OLARAK görüldüğü için (Nedense!) Risale-i Nur basmak yasaktı!
Peki Türkiye'ye Risale-i Nur nereden ve nasıl geliyordu?
Nereden olacak gemilerle Amerika'dan! Bir PETROL DEVİ para verip bastırıyor, sonra da gemilerle gönderiyordu! İLİŞKİ kuruluyordu!
Gemilerle getiren de KARADENİZLİ ve BEŞİKTAŞLI tanınmış bir isimdi! İLİŞKİ AĞI öyle büyüktü ki saf ANADOLU insanı bu hareketi ayakta tuttuğunu sanıyordu! Asla öyle bir şey yoktu! İçeride toplanan paralar operasyonlara harcanan paraların yanında çok küçüktü! Ama gücün içeriden alındığı duygusu vermek için herkes elini cebine atıyordu! Ciddi miktarda para toplanıyordu! Bu paralar da KUM SAATİNİ sevenler tarafından kendi bankalarında değerlendiriliyordu!
Ve bunu kimseler bilmiyordu!
FAİZ LOBİSİ Müslüman kitlenin parasını alıyor, DUBAİ'de değerlendiriyor ve bu gizleniyordu! Dubai kritik bir yerdi! İngilizler'in kalesiydi!
Bugün Türk Dışişleri'nden kim bir yere gitse arkasından bunlar gidip hemen KÖTÜLÜYORDU! Demek ki TEMAS eskiye dayanıyordu!
Kimse boşuna iş yapmıyordu! Son 15 yıldaki bütün para operasyonu DUBAİ üzerinden yürütülüyordu! "28 Şubat'ta bu kadar DARBE almadık" diyenler bir şeyi atlıyordu! 28 Şubat'ta sadece TÜRK BANKALARI batıyordu! DEMİRBANK'ı silerek HSBC'yi alanlar ve şampanya patlatarak kutlayanlar şimdiki el koymayı "TÜRK BANKACILIĞINA DARBE!" diye eleştiriyor ama komik oluyordu! Ne kendileri ne de el konulan banka hiçbir zaman darbe almamış, aksine DARBELER inerken onlar parlamıştı!
EL konulan kurumun hikayesi çok ilginçti! Önümüzdeki günlerde inanılmaz ilişkiler ortaya çıkacaktı! Hangi iş adamı YAHUDİ BANKASINDAN kredi çekip hangi fonu aldı! Hangi manipülasyonlarla, hangi kağıtlarla oynanarak bu borç ödendi? SOL ve SAĞ'dan hangi iki işadamı operasyonun arkasındaydı?
Yani hem soldan hem sağdan gelip aynı yere hizmet edenler kimdi?
Paralel Yapı, devletin içinde kurulmuştu! Asker de sivil de vardı! Milli Güvenlik kararı bile vardı! Madanoğlu gibi Türkeş de destekliyordu bu yapıyı! Devlet Planlama'nın içinde görev yapan 30'dan fazla kişi çok önemli yer tutuyordu!
Amerika'daki şef sadece bunları görünce ayağa kalkıyordu! Ve bu yapı için kimsenin bir şey yazmasına çizmesine gerek yoktu! DEVLET her şeyi biliyordu! Çok sayıda ÜLKÜCÜ genç bu yöne kanalize edilmişti! Devlet içindeki etkili isimlerin de ÜLKÜCÜ kökenli olmasına dikkat ediliyordu! Tercih sebebiydi!
Ancak bu yapıyı kuran ve yeşerten AKIL bambaşka bir oyun kurmuştu!
Hizmet süresi dolan bu yapıyı MUHAFAZAKAR hükümete ortadan kaldırtacak, sonra da bütün güçleriyle hükümete yükleneceklerdi!
Önceden sol-sağ, Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışırdı! Şimdi AYNI KULVARDA görünen iki akım kapışıyordu! Hizmet'in ömrü dolmuştu!
Ama Ankara'nın bunu tasfiye ederken yapacağı yanlışlar sonra önüne getirilecekti! Bu yanlışlarla Ankara da tasfiye edilecekti! Plan buydu!
Napolyon'un dediği gibi YAVAŞ YAVAŞ HIZLI GİTMELİYİZ! Bizden beklenen hataları yapmamalıyız! Ankara hizmetin çoğunluğuyla değil KUM SAATİNE gönül veren birkaç kişiyle ilgilenmeli!
NOT: IŞİD'le de bize gelecekler! Gelmeye çalışacaklar!
Ergün Diler
Takvim
ŞEYTANI CENNET, İMAM ALİ'NİN BABASINI İSE CEHENNEME KOYDULAR
Programda konuşan eski müftü İlahiyatçı Yazar Mehmet Emin Koç hoca, "Muhammed Mustafa (as)'ı bir tarafa koyarak ılımlı bir islam oluşturdular dinlerarası diyalog furyası ile. Bakınız bunu biz kendimiz demiyoruz, bakınız Küresel Barışa Doğru (Fethullah Gülen Küresel Barışa Doğru Kozadan Kelebeğe 3 Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yayınları) " Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın rasûlüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmım ikrar eden kimselere de rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır." Yani Muhammed Resülüllah Tevhid'in rüknünün söylemeyene de biz rahmet ve merhamet nazarıyla bakmamız gerekiyormuş. Hatta "kıyamet günü Allah'ın sonsuz rahmeti öyle bir tecelli edecek ki şeytan bile umuda kapılacak ve bu rahmetten istifade edecek." Bakınız Muhammed Mustafa (as)'yı Kelime-i Tevhidden çıkartanlar şeytana bile cehennemden kurtuluş umudu oluştururken, şu kitabı hemen arkadaşlar buradan zoomlasınlar kime ait Fasıldan Fasıla Fethullah Gülen, şeytana bile cehennemden kurtuluş umudu oluşturanlar Muhammed Mustafa (as)'ı ömrü boyunca, hayatı boyunca bütün varlığı ile, kılıcı ile, canı ile, sözü ile, kelamı ile, kalemi ile koruyup kollayan kim Hz. Ebu Talib, kim İmam Ali (kv) efendimizin babası Ebu Talib hazretlerine nerede yer ayırıyorlar kafir olarak (haşa haşa) cehennemde yer ayırıyorlar" dedi.
EBEDİ CEHENNEMLİK OLAN HIRİSTİYANLARI CENNETE KOYDULAR
Mehmet Emin Koç, "Fasıldan Fasıla sayfa 97 (Fethullah Gülen'in kitabı) aynen okuyorum. Bakınız Ebu Talib'in imanı diye bir bölüm açılmış " Rivayetler açısından meseleye baktığımız zaman Ebu Talib'in Kelime-i şahadeti söylemeden öldüğü kesin gibidir. Bu arada ikinci dünya savaşında ölen hıristiyanlar hakkında bile çok yumuşak düşünen ve bir fetret dönemi yaşandığından ötürü mazlum olan olarak ölen o insanların kurtulabileceğini ihsaz eden hz Bediuzzaman bile Ebu Talib'in iman edemediğini ve cehennemde azaba düçar olacağını söylemektedir". Ben demiyorum kendi eserleridir. Yani ikinci dünya savaşında ölen hıristiyanlara bile cennette yer ayıran bediuzzaman (Said Nursi) efendi, Hz. Ebu Talib'e Allah Allah cennette bir giriş yapısı bile ayarlayamıyor. Devam ediyoruz bitmedi orada ve Kelime-i Şahadeti şöyle demiş," Netice itibariyle Ebu Talib'in inanmadan ahirete irtihal ettiği kesindir ve tabii bu kesin kanaati bildiren naslara rağmen başka bir mütaalada bulunmak da doğru değildir" ve çok ilginçtir, " Peygamber efendimizden rivayetle Kelime-i Şahadeti söyle ahirette sana şefaat edeyim demiştir diye bir Hadis-i Şerif nakledilir ama Peygamberliğin 10. senesinde kendisine şefaat hakkı verilip verilmediği net olmadığı için böyle bir rivayetin de caiz olmadığı" diye zan ve uydurma rivayetlerle Hz. Ebu Talib'in küfrüne yol çıkartanlar kim bu sayın Fethullah Gülen eserinde bunu anlatıyor ve bu olayı Prof. Dr. Haydar Baş bey Rahmetenlil Alemin eserinde Hz. Ebu Talip ile ilgili ayeti kerime nasıl olmuş dedikleri ayetler Ebu Talib efendimizin vefatından 15 sene sonra medinede nazil olmuş ayetler. Medinede nazil olmuş ayetler Hüzün yılından vefat etmiş Hz. Ebu Talib'in hükmü ile bağdaştırıp hilei şeriye ile Hz. Ebu Talib'e kafir damgası vurmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
HADİSLERE GÖRE EBU TALİB CENNETLİKTİR
İlahiyatçı Koç, "Bakınız Prof. Dr. Haydar Baş bey Ebu Talib konusunu Rahmetenlil Alemin Hz. Muhammed Mustafa (as) hüzün yılı bölümünde bizzat anlatmaktadır. Hz. Ebu Talib'in cennetlik olduğuna dair hadisi şeriflerle Muhammed Mustafa (sav)'nın bizzat beyanlarıyla ispatlamıştır. Niye bunların (Nurcuların) hadisleri böyle, çünkü sayın Fethullah Gülen'in, bediuzzaman dedikleri Said Nursi'nin kullandığı rivayetlerin tamamı 80 sene Hz. Ali (kv) efendimize beddua okutan, lanet okutan Muaviye (Muaviye bin Ebu Süfyan, Yezid'in babası) döneminin rivayetleridir.Muaviye ile ilgili Muhammed Mustafa (sav) zalim ve bağiy (Allah'ın emrine karşı gelen, tecavüzcü) ifadesini kullanmıştır. Ammar ibni Yasir'e " seni zalim ve bağiy biri öldürecek" beyan buyurmuştur.Yezid dediğimiz de kim Allah'ın sevilmesini emrettiği, farz kıldığı Ehl-i Beytini kılıçtan geçiren aile, Muaviye ve Yezid ailesi. Onların kılıçları, baskıları, saltanatları döneminde oluşturulmuş rivayetlerle sen Ebu Talib'i cehenneme yolluyorsun BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında dinler arası diyalog furyasında hıristiyanlar ve yahudileri cennete gönderiyorsun ve Muhammed Mustafa'yı kelime-i tevhidden çıkartarak, Muhammed Mustafa'yı zikretmeyenleri, ikrar etmeyenleri de rahmet nazarıyla bakmamız lazım diye bir ılımlı islam modeli ortaya çıkartıyorlar bu birinci nokta. Aynen bunun bir benzeri ılımlı alevilikdir" dedi.
FETHULLAH GÜLEN'İN YAHUDİ, HIRİSTİYAN VE İBLİS GAYRETİ
Programda konuşan İlahiyatçı Yazar Müslim Karabacak ise "Mehmet Beyin ifade ettiği Fethullah Gülen'e ait olan sözlerle ilgili Yahudi ve Hıristiyanı kurtarıp cennetlik yaptıktan sonra şeytanı da cennetlik yapmaya matuf ifadelerini ona da rahmetten pay ayırma ile ilgili bölüme değinmek istiyorum. Araf Süresi 156 ve 156. ayette Cenabı Hak rahmetini kime nasip edeceğini, Cenabı Hakkın rahmetinden kimlerin istifade edeceğini çok açık bir şekilde ifade ediyor. Yahudilerinde, hıristiyanlarında bu rahmetten nasibi olmadığını Fethullah Gülen'in oradaki ifadesindeki şeytanın bile bu rahmetten pay kapacağı ile ilgili ifadesini de reddeden, şeytanında bu rahmetten zerre kadar nasiptar olmayacağını Cenabı hak beyan ediyor. Fethullah Gülen büyük bir hocaefendi diye taktim edilen bu insanın bu ayetleri bilmemesi mümkün değil o zaman bir çarpıtma söz konusudur. " Ben bu rahmetimi şunlara yazacağım, ittika edenler Allah'ın ölçülerine azami derecede riayet edenlere bu rahmeti yazacağım, zekanını verenlere yazacağım, ayetlerime iman edenlere rahmetimi yazacağım. O kimseler ki ümmi, nebi, resüle tabii olanlara bu rahmetimi yazacağım, o beni ki, ellerindeki Tavrat'ta, İncil'de ismi yazılı olan nebi, ümmi, nebi resüle tabi olanlara ben rahmetimi yazacağım diyor Cenabı hak. Dolayısıyla Allah'ın rahmetinden kimin pay alacağını Yahudilerin, Hıristiyanların, ve İblis'in bu rahmetten pay alıp almayacakları bu ayetten net olarak anlıyorum. Onun için burada başka bir sıkıntı var (Fethullah Gülen'in) Yahudi ve Hıristiyanlardan sonra İblis'i de kurtarmaya gayreti var" diye konuştu.
FETHULLAH GÜLEN YAHUDİ VE HIRİSTİYANDAN SONRA İBLİS'İ BİLE CENNETE KOYDU
FETULLAH GÜLEN İN BÜYÜK SIRRI NEDİR ?.
Aydınlatmanın büyük düzeninden birleşik devlete ve tüm dünyaya selamlar, bu aydınlanmanın kardeşliğine katılmak için açık bir fırsattır.
YanıtlaSilKayıp rüyalar ve ayrıca herhangi bir kan kurbanı olmadan zenginlik ve mutluluğun ışığını görebileceğiniz yerler. Ayrıca, yeni üyelerimize, kardeşliğe katılmaları ve aynı zamanda da tercih ettikleri bir hayat için bu fırsatla birlikte, yatırımları ile tercih ettikleri bir yer ve evlerine katılmaları için 550.000 ABD Doları ödüyoruz.
ILLUMINATE KATILAN YENİ ÜYELERE VERİLEN FAYDALAR.
1. 550.000 USD USD nakit ödül.
2. 150.000 USD USD değerinde yeni bir Şık Rüya ARABA
3. Seçtiğiniz ülkede bir rüya evi satın aldı.
Dünyadaki en iyi 5 ile randevu ayı.
Liderler ve dünyanın en önemli 5 ünlüleri. Eğer ilgileniyorsanız, lütfen önceki e-posta adresi ile iletişime geçin = greatilluminate99@gmail.com
NOT; Hindistan, Türkiye, Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Malezya, dünyanın herhangi bir yerinden katılabileceğiniz bu İlluminati kardeşliği
Dubai, Kuveyt, İngiltere, Avusturya, Almanya, Avrupa. Asya, Avustralya, vb.
Selamlar TEMPLE ILLUMINATE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
MERHABA
YanıtlaSilizleyici nihayet Illuminati davlumbazına nasıl katıldığım ve ZENGİN, ÜNLÜ VE GÜÇLÜ olduğum hakkındaki referansımı paylaşmak için burada, davlumbazın bir üyesi olmak için elimden geleni yaptım ama sonunda bir tanıklık yapmadan önce birkaç kez dolandırıldım Bu yüzden ajanla temasa geçtim, o kadar korktum ki davlumbana katılmadan önce bana çok para isteyecekti ama sürprizime göre sadece yaptığım eşyaları satın almak istedi ve bugün dünyaya anlatmaktan çok mutluyum zengin ve hepsi ile birçok iş kurabilmiş, kişisel hesabımda toplam 20 milyon dolar var ve ayrıca dünya çapında Illuminati tarafından emanet edilen ve aynı zamanda istediğimi yapma gücü ... Bir çok insanın yolda olabileceğini biliyorum ve burada yardım isteyin
resmi e-posta: illuminatibrotherhood5555@gmail.com
Whats-app: (+ 3197005034579)
Dolandırıcılara dikkat edin ve 18 yaşından büyük olmalısınız.
MERHABA
YanıtlaSilizleyici nihayet Illuminati davlumbazına nasıl katıldığım ve ZENGİN, ÜNLÜ VE GÜÇLÜ olduğum hakkındaki referansımı paylaşmak için burada, davlumbazın bir üyesi olmak için elimden geleni yaptım ama sonunda bir tanıklık yapmadan önce birkaç kez dolandırıldım Bu yüzden ajanla temasa geçtim, o kadar korktum ki davlumbana katılmadan önce bana çok para isteyecekti ama sürprizime göre sadece yaptığım eşyaları satın almak istedi ve bugün dünyaya anlatmaktan çok mutluyum zengin ve hepsi ile birçok iş kurabilmiş, kişisel hesabımda toplam 20 milyon dolar var ve ayrıca dünya çapında Illuminati tarafından emanet edilen ve aynı zamanda istediğimi yapma gücü ... Bir çok insanın yolda olabileceğini biliyorum ve burada yardım isteyin
resmi e-posta: illuminatibrotherhood5555@gmail.com
Whats-app: (+ 3197005034579)
Dolandırıcılara dikkat edin ve 18 yaşından büyük olmalısınız.